İçeriğe geç

Özel mantık ne demek ?

Bir topluluk içinde yaşarken sık sık şunu hissederiz: Aynı olaya bakan insanlar bambaşka sonuçlara varır. Birinin “çok doğal” dediği şeye diğeri “nasıl yani?” diye tepki verir. İşte tam bu noktada, çoğu zaman farkına varmadan kullandığımız bir düşünme biçimi devreye girer: özel mantık. Ne tamamen kişisel bir kapris ne de evrensel bir akıl yürütme… Daha çok, içinde büyüdüğümüz toplumsal yapıların, öğrendiğimiz normların ve yaşadığımız deneyimlerin bizde kurduğu içsel bir akıl yolu.

Bu yazıda “Özel mantık ne demek?” sorusunu sosyolojik bir mercekle ele alacağım. Amacım tanım ezberletmek değil; hepimizin gündelik hayatta nasıl özel mantıklar kurduğunu, bunların nasıl eşitsizlik üretebildiğini ya da bazen toplumsal adalet arayışını nasıl beslediğini birlikte düşünmek.

Özel Mantık Ne Demek?

En yalın hâliyle özel mantık, bireyin ya da bir grubun olayları değerlendirirken kullandığı, kendi bağlamına özgü akıl yürütme biçimidir. Bu mantık:
– Evrensel bilimsel kurallara dayanmak zorunda değildir
– Kişisel deneyimlerden, kültürden ve alışkanlıklardan beslenir
– “Bana göre”, “bizim oralarda”, “bizde böyle” gibi ifadelerle kendini belli eder

Sosyolojik açıdan bakıldığında özel mantık, bireysel değil toplumsal olarak öğrenilmiş bir düşünme biçimidir. Yani “özel” olması, rastgele ya da tamamen bireysel olduğu anlamına gelmez.

Burada durup kendimize soralım:

Bir şeyi “mantıklı” bulurken gerçekten akıl mı yürütüyoruz, yoksa bize öğretilen bir kalıbı mı tekrar ediyoruz?

Özel Mantığın Toplumsal Kökleri

Toplumsal Normlar ve “Normal” Algısı

Toplumsal normlar, neyin doğru, neyin yanlış, neyin “ayıp” neyin “normal” olduğuna dair görünmez kurallar üretir. Özel mantık çoğu zaman bu normların içselleştirilmiş hâlidir.

Örnek bir saha gözlemi:

Bir mahallede gece geç saatte dışarı çıkan bir erkeğe “özgür”, bir kadına “dikkatsiz” denmesi… Bu iki yargı arasında mantıksal değil, normatif bir fark vardır. Ama bu fark, özel mantık içinde son derece “tutarlı” görünür.

Kaynak:

– Berger, P. & Luckmann, T. (1966). The Social Construction of Reality. Anchor Books.

Bu noktada şu soru önemlidir:

Normlara uymak mı mantıklıdır, yoksa normları sorgulamak mı?

Kültürel Pratikler ve Gündelik Hayat

Özel mantık, kültürel pratiklerin içinde yoğrulur. Sofrada kimin önce konuşacağı, ailede kararları kimin vereceği, misafire nasıl davranılacağı… Bunların hepsi “akla yatkın” gerekçelerle savunulur.

“Bizde büyüğün sözü dinlenir” cümlesi, bir kültürel özel mantıktır. Bu mantık:
– Hiyerarşiyi meşrulaştırır
– İtaati erdem gibi sunar
– Alternatif davranışları “saygısızlık” olarak etiketler

Bu tür özel mantıklar, çoğu zaman sorgulanmadığı için kuşaktan kuşağa aktarılır.

Cinsiyet Rolleri ve Özel Mantık

“Kadınlar Böyle, Erkekler Şöyle”

Cinsiyet rolleri, özel mantığın en güçlü üretim alanlarından biridir. Toplumsal cinsiyet araştırmaları, bu kalıpların ne kadar erken yaşta öğrenildiğini gösteriyor.

UN Women’ın raporlarına göre, çocuklar 5–6 yaşından itibaren cinsiyet temelli beklentileri içselleştirmeye başlıyor.

Kaynak:

– UN Women (2020). Gender Stereotypes and Education.

“Kadınlar duygusaldır, erkekler mantıklı” gibi ifadeler, bilimsel değil; ama özel mantık içinde son derece ikna edici kabul edilir. Bu da iş hayatından aile içi rollere kadar pek çok alanda eşitsizlik üretir.

Burada düşünmeye değer bir soru:

Bir davranışı “doğal” bulmamız, onun gerçekten doğal olduğu anlamına mı gelir?

Güç İlişkileri ve Özel Mantık

İktidarın Kendini Mantıkla Gizlemesi

Sosyolog Michel Foucault, iktidarın yalnızca baskıyla değil, bilgi ve söylem yoluyla da işlediğini söyler. Özel mantıklar, bu söylemin gündelik hayattaki taşıyıcılarıdır.

Örneğin:
– “Fakir ama gururlu” söylemi, ekonomik adaletsizliği görünmez kılabilir
– “Herkes çalışırsa başarır” düşüncesi, yapısal engelleri bireysel başarısızlık gibi sunar

Kaynak:

– Foucault, M. (1975). Discipline and Punish. Vintage Books.

Bu özel mantıklar, güç ilişkilerini sorgulanamaz hâle getirir. Çünkü sorun sistemde değil, bireyin “yetersizliğinde” aranır.

Toplumsal Adalet Açısından Bakıldığında

Toplumsal adalet, tam da bu noktada özel mantıklarla çatışır. Adalet, “herkesin aynı olması” değil; herkesin farklı koşullarının hesaba katılmasıdır. Oysa birçok özel mantık, eşitsiz koşulları “kader”, “alışkanlık” ya da “hak ediş” olarak açıklar.

Güncel Akademik Tartışmalar

Son yıllarda sosyoloji literatüründe “gündelik akıl yürütme” ve “yerel rasyonaliteler” kavramları öne çıkıyor. Araştırmalar, insanların kararlarını çoğu zaman formel mantıkla değil, bağlamsal mantıklarla verdiğini gösteriyor.

Örneğin, Pierre Bourdieu’nün “habitus” kavramı, özel mantığın nasıl bedenselleştiğini ve otomatikleştiğini açıklar.

Kaynak:

– Bourdieu, P. (1990). The Logic of Practice. Stanford University Press.

Yani özel mantık, sadece düşündüğümüz bir şey değil; reflekslerimize kadar işlemiş bir yapı.

Farklı Perspektifler ve Kişisel Gözlemler

Hepimiz farklı özel mantıklarla büyüdük. Kimi için itaat mantıklıdır, kimi için itiraz. Kimi için susmak erdemdir, kimi için konuşmak.

Belki de asıl mesele şudur:

Kendi özel mantığımızı fark ettiğimiz anda, onu dönüştürme şansımız da başlar.

Son Söz: Okura Davet

Sen hangi durumlarda “bana göre çok mantıklı” diyorsun?

Bu mantık gerçekten sana mı ait, yoksa sana öğretilmiş mi?

Hiç başkasının özel mantığını anlamaya çalıştın mı; yoksa hemen yargıladın mı?

Bu yazıyı burada bitirirken, seni kendi sosyolojik deneyimlerini düşünmeye davet ediyorum. Hayatında hangi özel mantıklar seni korudu, hangileri seni sınırladı? Yorumlarda ya da zihninde bu sorulara cevap ararken, belki de daha adil, daha eşit bir toplumsal bakışın kapısını aralayabilirsin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

deneme bonusu veren siteler 2025
Sitemap
ilbet