Yüksek Vizyon Ne Demek?
Bugün ofiste otururken, bir arkadaşımın “Bu kadar yüksek vizyonla bu işe nasıl girebildin?” demesi üzerine, birden aklımda bu sorunun cevabı yankılandı. Yüksek vizyon ne demek gerçekten? Hep duyduğumuz ama pek de üzerinde düşünmediğimiz bir kavram. Herkesin birbirine söylediği ama kimsenin tam olarak ne anlama geldiğini açıklamadığı bir şey bu. İnsanlar “Yüksek vizyonlu olmak” gibi bir lafı pek çok kez telaffuz ederken, ne demek istediğimizi kendimize de soruyor muyuz? Hadi gelin, bu soruya birlikte kafa yoralım.
Yüksek Vizyonun Tanımı
Yüksek vizyon, bir insanın geleceği, büyük resmi görmek için sahip olduğu geniş bakış açısını ifade ediyor. Yani, sadece günlük işlerle değil, uzun vadeli hedefler ve olasılıklarla da ilgilenmek. Şu an bu yazıyı yazarken, kafamda birkaç yıl sonra neler yapacağımı planlıyorum, ama işin içinde sadece “bugün”ü değil, “yarını” da düşünüyorum. Çevremdeki insanlar bazen “Hadi ya, her şeyin bir planı mı olmalı?” gibi sorular sorabiliyorlar. Ama ben, vizyonun sadece uzak bir geleceği değil, bugün ve yarını da kapsayan bir bakış açısı olduğunu düşünüyorum.
Geçenlerde, eski bir arkadaşımla buluştum. Hani, yıllardır görüşmediğiniz, ama her karşılaştığınızda “Abi, şu projeyi nasıl yapabilirim?” diye soran tiplerden biri var ya, işte o! Onunla konuşurken, bana “Bu kadar net hedeflerin olması, nasıl bu kadar büyük düşündüğünü bilmiyorum” dedi. Bunu duyduğumda, bir an düşündüm: Gerçekten “büyük düşünmek” sadece bir laf mı, yoksa başka bir şey mi? Yüksek vizyon aslında bu sorunun cevabıydı. Bir şeyin büyüklüğü, uzun vadeli perspektiften nasıl göründüğüne bağlıdır. Küçük şeylere odaklanmak, bazen büyük hedeflerden uzaklaştırabilir.
Yüksek Vizyonun Geçmişi
Aslında “yüksek vizyon” terimi, kişisel gelişim dünyasında son yıllarda sıkça duyulmaya başlasa da, kökeni çok daha eskiye dayanıyor. Geçmişte, başarılı liderlerin ve girişimcilerin, bir şeyleri değiştirmek için farklı düşünmeleri gerektiği öğretilmiştir. Steve Jobs’ı düşünün mesela. O, “Geleceği görme” yeteneğiyle tanınan biri olarak hep “yüksek vizyon”u savunmuştu. O anı düşünün: İlk iPhone’u duyurduğunda, kimse o kadar devrimsel bir değişiklik beklemiyordu. Ama Jobs, yıllar öncesinden o vizyonu görmüş ve insanlara neyi sunacağına karar vermişti. İşte vizyon, her şeyin temeli ve hayal ettiğimiz dünyayı yaratma yolunda bizim yönümüze ışık tutan bir harita gibi.
Bugün Yüksek Vizyon ve Günlük Hayatım
Peki, bir ofis çalışanı olarak ben yüksek vizyonu nasıl değerlendiriyorum? Günlük işlerimin içinde yüksek vizyonu yerleştirmek zor olabiliyor, özellikle de monoton işler yaparken. Sabah uyanıyorum, kahvemi içiyorum, işe gidiyorum ve günüm başlıyor. Ama bir şey var ki, her gün bunları yaparken, küçük ama kritik kararlar alıyorum. İşte o an, yüksek vizyon devreye giriyor. Çünkü her küçük adım, büyük bir hedefin parçası olabilir. Bu yazıyı yazarken, her kelimeyi yazarken, “Bunu okuyan biri bunu nasıl algılar?” diye düşünüyorum. Düşünmek değil, görmek, bir şeyleri fark etmek, bir konuda ne kadar derine inebileceğimizi planlamak, aslında yüksek vizyonu benim için tanımlayan en önemli şeyler.
Ofiste, bazen hepimizin yaptığı gibi, mesai saatleri boyunca “Ne zaman eve gitsem?” diye düşündüğüm anlar oluyor. Ama sonra o sırada, belki bir projenin gidişatını değiştirecek bir öneri geldiğinde, beynimde “Bununla bir fark yaratabilirim” dediğim anlar da oluyor. Yüksek vizyon, işte bu anda devreye giriyor. Çünkü her gün, yapmam gereken sıradan işler ve rutinler varken, büyük bir hedefin peşinden gitmek, o küçük adımların her birinde bir adım daha ileri gitmek, bana kendi geleceğimi kurma fırsatı veriyor.
Gelecek ve Yüksek Vizyon
Yüksek vizyon, sadece bugünü değil, aynı zamanda geleceği de şekillendiriyor. Bu yazıyı yazarken, birazcık düşününce, aslında vizyon sahibi olmanın ne kadar önemli bir şey olduğunu fark ettim. Her insanın içsel bir potansiyeli var, ama bu potansiyelin gerçeğe dönüşmesi için bir bakış açısına ihtiyacımız var. Geleceği görmek, yalnızca teknik bilgi ya da beceriyle ilgili değil; aynı zamanda hayal gücüyle, cesaretle ve kararlılıkla alakalı. Kendimden örnek verecek olursam, bu blogu yazmak için belirli bir vizyona sahibim: İnsanların ilgisini çekecek, onların hayatına dokunacak yazılar yazmak. Ama bunu yapmak, her gün küçük adımlar atmakla mümkün oluyor.
Bugün bir yolda yürürken, karşıma çıkan her yeni fırsat, bir sonraki hedefime ulaşma yolunda bana yardımcı oluyor. Geleceği görme yeteneğimiz, aslında günlük hayatımızdaki seçimlerle şekilleniyor. Birçok insan bunu düşünmeden yaşıyor, ama yüksek vizyon sahibi olmak, sadece büyük hedeflere yönelmek değil; küçük seçimlerinize de yön verebilmek demek. Bunu fark ettiğinizde, hayatınızda devrim niteliğinde bir değişiklik oluyor.
Sonuç Olarak
Yüksek vizyon ne demek? Aslında bu, hayatı daha geniş bir perspektiften görmek, sadece bugünü değil, yarını da planlayarak adım atmak demek. Kendimden örnek verirken, her gün küçük adımların büyük sonuçlar doğuracağına olan inancım pekişiyor. Yüksek vizyon sahibi olmak, her şeyin bir amaca hizmet ettiğini ve her seçimde büyük resme odaklanmak gerektiğini hatırlatıyor. Günlük hayatımda, küçük bir yazı yazarken bile, bu bakış açısıyla adım atıyorum. Çünkü her şey, gördüğümüz, düşündüğümüz ve yaptığımız şeylerin toplamıdır.