Leylekler Nereden Nereye Göç Eder? Göçün Arkasındaki Gerçek ve Tartışmalı Hikâye
Başlamak gerekirse, benim için bu bir doğa panoraması değil—bir “göç drama”sı. Leyleklerin büyük göç rotaları, görüntülerin ötesinde bizi düşündürmeli: “Nereden geliyorlar, nereye gidiyorlar ve bu yolculuk bizim için ne anlama geliyor?” sorularını soralım. Çünkü birçok kişinin gözünde leylek göçü sadece baharın simgesi; ama ben şunu iddia ediyorum: Bu hikâyede romantizm kadar ihmal edilen yönler var.
Göç Rotasının Haritası: Avrupa’dan Afrika’ya, Türkiye Üzerinden
Göç üzerine konuşurken, en büyük eksik nokta “Leylekler nereden nereye göç eder?” sorusuna verilen basit cevaplar. Gerçek şu: Beyaz leylek türü, yaz aylarını Avrupa’da veya Batı Asya’da geçirip kış için Afrika’ya yönelir. ([Vikipedi][1]) Türkiye coğrafyası, bu göçün kritik bir geçiş bölgesidir. Örneğin Türkiye, Avrupa‑Asya ile Afrika arasındaki bir köprüdür: “Türkiye, Asya, Avrupa ve Afrika arasında göç eden kuşlar için önemli bir kara köprüsüdür.” ([VETEXPLAIN][2])
Göç rotasına dair detaylar: Leylekler, Avrupa’dan çıkarak ya batı rotasını tercih eder (Gibraltar üzerinden) ya da doğu rotasını (Türkiye‑İstanbul, Boğaziçi, Levant hattı) kullanır. ([Birdful][3]) Türkiye üzerinden geçiş özellikle İstanbul ve Çanakkale Boğazları gibi dar yerlerden gözlemlenmektedir. ([Bianet][4])
Tartışmalı Yön: Göç Rotası Sabit Mi? Yoksa Değişiyor Mu?
Burada devreye giren bölgeye özel bir soru: Bu muazzam göç hareketi gerçekten “aynı rota ve aynı zaman” mı izliyor? Cevap büyük ölçüde “hayır”. Mesela şöyle bulgular var: İklim değişikliğinin etkisiyle, Türkiye’nin güneydoğusunda göç etmek yerine kalmayı tercih eden leylek nüfusları artıyor. ([rudaw.net][5]) Bu ne demek? Yani rotalar – beklenen göç zamanları – hatta göç olayı kendisi bile değişebiliyor.
Provokatif bir soru: Eğer leylekler göç etmekten vazgeçiyor ya da rota değiştiriyorsa, bu bize doğanın değiştiğini mi yoksa bizim gözlemci mentalitemizin yetersiz kaldığını mı gösteriyor?
Zayıf Noktalar: Modellemenin Zorluğu, Veri Eksikliği ve İnsan Faktörü
Göç rotalarının modellenmesi oldukça karmaşık: rüzgâr, termaller, su geçişleri (özellikle deniz üzeri geçişi), besin varlığı gibi pek çok parametre etkili. “Leylekler her zaman aynı yolu mu izliyor?” sorusu hâlâ net yanıt bulmadı.
Türkiye özelinde: Göç sırasında duraklama alanlarının, sulak alanların ve besin kaynaklarının azalmasıyla rotaların değiştiğine dair işaretler var. Ama veri setleri yeterince güncel değil.
İnsan etkisi: Enerji hatları, tarımsal arazilerin dönüşümü, iklim değişikliği gibi insan kökenli faktörler göç rotasını ve kuşların göç kararlarını etkiliyor. Ancak bu konuda geniş çaplı halk bilinci yok.
Dolayısıyla şunu sormak gerek: Biz göçü bir sabit doğal fenomen olarak mı kabul ediyoruz — yoksa rotası ve zamanı değişebilen bir sistem olarak mı görmek zorundayız?
Sonuç: Göçü Yeniden Düşünmek Gerekiyor
Leyleklerin göç rotası, basitçe “Türkiye’den Afrika’ya uçuş”tan ibaret değil. Avrupa‑Türkiye‑Afrika arasındaki geçiş, onlar için zorunlu bir zorunluluk; bizim içinyse çoğu zaman romantik bir manzara. Ama romantizm, bizi yanıltabilir. Gerçek şu:
Göç rotaları sabit değil.
Türkiye üzerindeki rolü kritik ama risk altında.
Biz göçü gözlemliyoruz ama onun değişimini yeterince fark etmiyoruz.
Ve işin en keskin noktası: Eğer leyleklerin göç yolları değişiyorsa, bu sadece bir kuş fenomeni değil — bir ekosistemin alarm zili. Sormak lazım: Biz bu değişimi izleyecek miyiz, yoksa yalnızca “gelmişler ne güzel” diyerek pardon mu diyeceğiz?
Yorumlarınızı bekliyorum: Sizce leyleklerin göç rotasında görülen değişim ne ifade ediyor — doğanın yeni düzeni mi, yoksa insan kaynaklı bir bozulma mı?
[1]: “White stork”
[2]: “Bird Migration and Its Characteristics – VETEXPLAIN”
[3]: “Where do storks migrate? – Birdful”
[4]: “On their way back to Africa, migrating white storks observed in İstanbul”
[5]: “Climate change disrupts stork migration patterns in Turkey”